|
Önceki baslik :: Sonraki baslik |
Yazar |
Mesaj |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 16/10/2007 10:44:40 (Sal) Mesaj konusu: |
|
|
SİTİL
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."
 _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 16/10/2007 10:46:45 (Sal) Mesaj konusu: |
|
|
ŞANSIN BÖYLESİ
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"  _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
ulkukaplan
Kayit: 20 Sub 2007 Mesajlar: 41 Konum: Antalya
|
Tarih: 16/10/2007 18:29:31 (Sal) Mesaj konusu: |
|
|
çapkınnn deli kızzz beni akşam akşam güldürdünn yaa allah da seni güldürsün ) canım kocaman öpüyorum:)) _________________ ulkukaplan |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 17/10/2007 12:11:19 (Çrs) Mesaj konusu: |
|
|
ulkukaplan yazmis: | çapkınnn deli kızzz beni akşam akşam güldürdünn yaa allah da seni güldürsün ) canım kocaman öpüyorum:)) |
amiinnnn ablacım hepimiz gülelim )) _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
su_co

Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
|
Tarih: 30/10/2007 09:50:30 (Sal) Mesaj konusu: Temel elini kaldırır |
|
|
Karadenizliler, bir konferans duzenlerler.
Bu konferansa konusmaci olarak unlu bir Amerikali bilim adami da
davet edilir.
Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de
Turkleri yakindan tanima firsati bulur, halkla kaynasir, kendini sevdirir.
Karadenizliler ile Amerikali bilim adami hemen her konuda anlasirlar,
uyum i鏸nde konferans biter.
Ayrilik gunu gelir, Karadenizlileri alir bir dusunce. Biz bu degerli
bilim adamina nasil tesekkur edelim?
Aralarinda toplanirlar, baskan konunun 鰊emini vurgulamak için der
ki: 'Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamina nasil bir hediye alalim ki
bizi unutmasin? Hem kullanisli birsey olsun, hem her eline aldiginda bizi
hatirlasin?'
Salonda kisa bir sessizlik olur, arka siralardan Temel elini
kaldirir: 'Sunnet ettirelim..!' |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 30/10/2007 15:18:30 (Sal) Mesaj konusu: |
|
|
İki Alman Karl ve Hans,Türk'lerin neden bu kadar rakıya düşkün
olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler.
Konuyu araştırmak için İstanbul'a gelirler.Bir meyhane seçerek içeri
girerler.Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan
masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş edip başlarlar mezeler
eşliğinde içmeye.İlk kadehler bittikten sonra Hans Karl'a sorar;
-Ne hissediyorsun?...
-Daha bir şey anlamadım. Devam edelim.
İkinci kadehten sonra Karl Hans'a;
-Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı?
-Hiç bir şey yok. Devam edelim.
Mezeler eşliğinde bir iki kadeh daha içildikten sonra Hans tekrar
sorar;
-Ne hissediyorsun?
Karl ağırlaşan göz kapaklarını ağır ağır açarak;
- Boş ver şimdi ne hissettiğimi Hans ne olacak bu Almanya'nın
hali.... _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
su_co

Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
|
Tarih: 05/11/2007 08:45:21 (Pts) Mesaj konusu: Azrail |
|
|
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor.
Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir Hayal görüyor.
Azraili görüyor ve soruyor: "Benim saatim geldi mi?"
Azrail cevap veriyor: "Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve de 8 günün var".
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor.
Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtuyor ve de göğüslerini
düzelttiriyor. Kısacası: "Yeniden doğmuş gibi" daha uzun bir süre yaşayacağını
bildiği için şimdi, o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor.
Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyor ki, ambülans çarpıyor. Ölüyor.
Cennette Azrail'e soruyor: "40 seneden daha fazla yaşa yacağımı sanıyordum! Neden o zaman bana o ambülansın çarpmasını sağlayıp beni öldürttün?"
Azrail cevap veriyor:
"Kız, ben seni tanıyamadım.. |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 06/11/2007 11:48:15 (Sal) Mesaj konusu: e gülmeye devam edelim... |
|
|
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış. _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 06/11/2007 11:57:38 (Sal) Mesaj konusu: |
|
|
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..." _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 20/11/2007 10:59:58 (Sal) Mesaj konusu: bilgisayarın cinsiyeti |
|
|
Bilgisayarın Cinsiyeti
Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...
Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."
Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç...."
_________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
çAPKIN
Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
|
Tarih: 20/11/2007 11:26:32 (Sal) Mesaj konusu: mahkeme yazıları hepsi gerçek |
|
|
Asağıdakiler mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.
"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"
"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"
"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"
"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"
"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"
"Sizi öldürdü mü?"
"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"
"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"
"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"
Soru: "8 agustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"
Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"
Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"
Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"
Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"
Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"
Soru: "Bugüne kadar kaç ölü üzerinde otopsi yaptınız, doktor?"
Cevap: "Bugüne kadarki bütün otopsilerimi ölüler üzerinde yaptım."
Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmak zorunda, anlaştık mı? Şimdi, hangi okula gidiyorsunuz?"
Cevap: "Sözlü."
Soru: "Otopsiye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz?"
Cevap: "Aksam 8:30 civarynda basladık."
Soru: "Bay___ o esnada ölü müydü?"
Cevap: "Hayır, sandalyeye oturmuş neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."
Soru: "İdrar örneği verme imkanınız var mı?"
Cevap: "Kendimi bildim bileli yapabilirim."
Soru: "Otopsiye başlamadan önce Bay ___'in nabzına baktınız mı doktor?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Kalbini dinlediniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nefes alıp almadığını kontrol ettiniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "O halde siz otopsiye başlarken Bay ___ hala yaşıyor olabilir, değil mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, doktor?"
Cevap: "Çünkü adamın beyni masamın üstünde bir kavanozun içindeydi."
Soru: "Yine de hasta hala yaşıyor olamaz mıydı?"
Cevap: "Evet, hatta şu anda bir mahkeme salonunda avukatlık yapıyor olabilir." _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE  |
|
Basa dön |
|
 |
bynuykucu

Kayit: 17 Nis 2007 Mesajlar: 22
|
Tarih: 29/11/2007 10:50:54 (Prs) Mesaj konusu: |
|
|
Azrail bir gün uçuş yapmakta olan pilotun yanına gider ve derki süren doldu canını almaya geldim pilotsa sıkıntılı bir halde düşünür durur ve derki iyi benim canımı almasına alda peki bu arkada duran 300 yolcunun günahı ne? Azrail gayet sakin hiç düşünmeden cevap verir BEN HEPİNİZİ BİR ARAYA GETİRENE KADAR NELER ÇEKTİM SENİN HABERİN VAR MI  |
|
Basa dön |
|
 |
su_co

Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
|
Tarih: 15/12/2007 14:39:25 (Cmt) Mesaj konusu: temel bu |
|
|
Dursun Temel e sormus :
- Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Temel : 100 tane yerim valla...
Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi
oruçsuz yersin...
Bu espri Temel in acayip hosuna gitmis.Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus
- Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Cemal : 50 tane yerim ben...
Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum... |
|
Basa dön |
|
 |
su_co

Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
|
Tarih: 15/12/2007 14:39:56 (Cmt) Mesaj konusu: temelin adı çıkmış |
|
|
Lazın biri elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş. Birinin dikkatini çekmiş. Lazı seyrediyormuş.
Laz belediye otobüsüne binmiş eli hala belinde, inmiş yarım saat yürümüş eli hala belinde.
Onu izleyen dayanamamış koşup, önüne geçmiş:
- Kardeşim sen deli misin?
Laz:
- Yooo
Adam:
- Hasta mısın?
Laz:
- Yoo.
- Seni iki saattir izliyorum elin belinde yürüyorsun.
Laz bakmış:
- Vay anasını karpuz düşmüş. |
|
Basa dön |
|
 |
su_co

Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
|
Tarih: 15/12/2007 14:45:28 (Cmt) Mesaj konusu: kardenizliler alınmayın |
|
|
Fabrikada çalisan üç kafadar isçiden biri Kayserili, biri Adanali biri
de bizim Trabzonlu Temeldir.
Bunlar çalisirlarken hergun patronun erkenden isten ayrildigini fark
ederler.
Uyanik kayserili diger iki arkadasini cagirir:
- "Bakin, patron boyle erkenden cikiyor ve donmuyor. Biz de o ciktigi zaman
pesinden cikip gidelim."
Digerleri bu teklifi hemen kabul ederler. O gün patron gene erkenden çikar.
Bizim üç kafadar da hemen pesinden disari segirtirler. Kayserili doğruca
evine gider ve yatar. Adanalı
hemen bir kebapçyya gidip güzelce karnini doyurur. Temel de evine gider.
Temel yatak odasından gelen sesler uzerine kapiyi sessizce acar.
Yatakta karisina sarilmis bulunan patronunu gorur ve kapiyi sessizce
kapatip oradan cikar.
Ertesi gun Kayserili ve Adanali o gun de patronun pesinden cikmak uzere
plan yaparlar. Temeli cagirirlar
ve bugun de erken cikacaklarini soylerler.
Temel hemen itiraz eder.
- "Yok usaklar ben cikmam! Dun az kalsin yakalaniyordum!" |
|
Basa dön |
|
 |
|
|
Bu forumda yeni basliklar açamazsiniz Bu forumdaki basliklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarinizi degistiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarinizi silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsiniz
|
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçioglu
|